Etiketin Yazmadıkları – Aslında ne giyiyoruz?
08/02/2016 | 4 dk okuma süresi
Büyük süper marketlerin ve global markaların piyasa koşullarını belirlediği günümüz dünyasında, sağlıklı kalabilmek için ekstra para ve çaba harcamak gerekiyor. Geçmişte dalından kopup sofralarımıza gelen “doğal” ürünler yerlerini, marketlerden alınan sentetiklere bıraktı. Buna karşı gelişen organik tarım mamulleri; yüzlerce işlenmiş, hormonlu ve hatta zehirli ürünün arasında, küçük ve ayrıcalıklı raflardaki yerlerini aldılar. Türkiye gibi güneşi bol, toprağı verimli bir ülkede; üzerinde yetişen ürün, arsası kadar para kazandırmadığı için çiftçiler tarımdan vazgeçerken, birçok ürünü ithal eder hale geldik. Sanayileşmeye çalışırken “Tarım Ülkesi” kimliğimizden vazgeçmenin bedeli hem sağlığımız hem de cebimizden çıkan ekstra para.
Pamuk vs. Organik Pamuk
Polyester vs. Geri dönüştürülmüş Polyester
Akrilik vs. Yün
Gücü olanlar sağlıklı beslenebilmek için organik ürünleri tercih ederken, iş giyim-kuşama geldiğinde sağlık ikinci plana atılabiliyor. Vücudumuzdaki en büyük organ, giydiklerimize temas eden cildimiz olsa da, eğer alerjiniz yoksa, zehirli tekstilin sağlığımıza olan etkisini net olarak görmek gıdadan çok daha zor. Tekstil üretiminde kullanılan toksik kimyasal maddelerin, o giysiyi üreten işçiye ve çevreye olan, ve dönüp dolaşıp yine bizi bulan zararı, göz ardı edilemeyecek derecede fazla. Ayrıca, üretim esnasındaki su, enerji tüketimi ve karbon salınımı birçok sektörü geri bırakmış durumda.
Bu kaynakların önemli bir yüzdesi elyaf eldesi (pamuk, yün, poliester gibi) ve kumaş üretimi sırasında harcanıyor. Yandaki grafikte farklı giysi türleri ve içeriklerinin ortalaması alınarak, bir ürünün yaşam sonuna kadar, çeşitli aşamalarda harcadığı su ve karbon ayak izi oranları gösterilmiş. Tablonun da anlattığı gibi; aldığımız giysilerin içeriği, biz farkından olmadan hayatımızı ciddi anlamda etkiliyor. Yaptığımız seçim; “pamuk teri emer, naylon terletir, poliester zor buruşur” dan çok daha fazlası.
Peki seçimi, en az zararlı olacak şekilde yapmak mümkün mü? İçeriklerin arkasında yatan ve etiketlerde yazmayan hikayeleri, en azından bir fikir vermesi açısından, elimden geldiğince anlatmaya çalıştım.
PAMUK vs ORGANİK PAMUK
En eski tekstil hammaddelerinden biri olan pamuk, teri bünyesine çekmesiyle yarattığı kuruluk hissi ve konfor sayesinde, Dünya’da en çok kullanılan elyaflardan biri haline gelmiştir. Doğadan geldiği için güvendiğimiz pamuk, gerçekten inandığımız kadar masum mu?
Yetiştirilmesi için ciddi miktarda suya ihtiyacı olan pamuğun, sadece bir t-shirtte kullanılan miktarının eldesi için 2700 litre suya ihtiyacı vardır. Yani, küresel ısınmayla beraber gittikçe kuraklaşan Dünya’mızdan her bir yeni t-shirt için 2700 litre daha su harcamaktayız.
Pamuk üretimi için ayırılan toprak, Dünya’daki tarım alanlarının %3’ünü oluştururken, kullanılan böcek öldürücü ilaçların (insecticide) dörtte biri pamuk için harcanıyor. Makinalarla daha kolay toplanması için verilen yaprak dökücü kimyasallarla beraber toprağın yapısı bozuluyor, verimliliği düşüyor ve dahası ilaçlara bağışıklık arttıkça, kullanılan miktarlar gittikçe arttırılıyor.
ÇÖZÜM; Organik Pamuk: Üretimi sırasından zararlı kimyasallar kullanılmayan organik pamuk, toprağın verimini düşürmemekle birlikte insan sağlığına zararlı maddeler içermez. Ayrıca genetiği modifiye edilmiş tohumların (GMO) kullanımı da yasaktır.
POLYESTER vs GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ POLYESTER
Polyester, zor buruşması ve dayanıklı olması nedeniyle en çok kullanılan kimyasal liflerden bir tanesidir. Ham maddesinin petrol olması ve lif eldesi sırasında yüksek miktarda enerji harcaması nedeniyle hem insan sağlığına hem de çevreye zararlıdır. Eğer polyester içeren bir kumaşı yakarsanız, aynen bir plastik gibi eridiğini görebilirsiniz; çünkü aslında giydiğimiz şey gerçekten de plastik! Teknik özellikleri nedeniyle özellikle spor kıyafetlerinde fazlaca tercih edilen bu elyafı şu an için hayatımızdan çıkarmak maalesef zor görünse de, daha iyisini satın almak mümkün.
ÇÖZÜM; geri dönüştürülmüş (recycled) Polyester: Plastik şişelerden yapılan geri dönüştürülmüş polyester, hem normal polyester üretiminden daha az enerji harcıyor hem de atık olan ve kullanılmayan plastik şişeler değerlendirilmiş oluyor. İlla plastik giymek istiyorum diyorsanız en azından hali hazırda üretilmiş ve atılmış olanları kullanmak çevreye olan zararı bir nebze azaltacaktır.
AKRİLİK vs YÜN
Akrilik, yüne en çok benzeyen kimyasal liftir. Hatta ucuz kazaklarımızın içeriğine baktığımızda %100 Akrilik olduklarını görürüz. Bazen az miktarda yünle karıştırılarak da kullanılan akriliğin ana bileşeni, kanserojen olan ve deri yoluyla absorbe edilebilen “akrilonitril” dir. Üretimi sırasında toksik kimyasallar gerektiren ve toksik duman açığa çıkaran akriliğin, geri dönüştürülmesi de bir hayli zordur. Ayrıca kısa sürede boncuklanmaya başlaması ve teri absorbe etmemesi, kullanım ömrünü kısalmaktadır. Buna karşılık doğal bir ham madde olan yünün daha dayanıklı ve konforlu olması hem uzun süre kullanım hem de daha şık ve kaliteli bir görüntü avantajı sağlar. Ancak, akriliğe göre açık ara önde olan yün, temizlenmesi sırasında yüksek miktarda suya ve enerjiye ihtiyaç duyar.
Ayrıca hayvanlara acı çektirilerek kırkım yapılması ve kurtçuk problemi nedeniyle uygulanan “mulesing” işlemi yün üretiminin karanlık tarafını gözler önüne sermektedir. Üretim sırasında toksik kimyasalların kullanılmadığı organik/ekolojik yün, hayvan haklarının göz önünden bulundurulduğu üretim, besin için yetiştirilen hayvanların yünlerinin kullanılması gibi uygulamalar olsa da şu an için bunların takibi ve firmaların şeffaflığını sağlamak bir hayli zor.
Maalesef hiçbir ham madde %100 masum değil. Bu durumda bize düşen: Daha az kötü olanları tercih etmek ve daha az ve kaliteli yeni ürün satın almak. Bir sonraki alışverişinizde seçiminizi daha bilgili ve bilinçli yapmanız dileğiyle…
Kaynaklar:
http://www.worldwildlife.org/stories/the-impact-of-a-cotton-t-shirt
http://www.howstuffcompares.com/doc/o/organic-cotton-vs-conventional-cotton.html
https://oecotextiles.wordpress.com/2009/08/11/what-does-organic-wool-mean/
http://edition.cnn.com/2015/09/03/asia/sheep-record-wool-shearer/
ilginizi çekebilir
Bir Tişörtün Yaşam Döngüsü
Pamuklu tişörtünüzün üretiminde daha az kimyasal kullanıldığını düşünerek gurur duyuyor olabilirsiniz ama kesin bir yargıya varmadan önce karmaşık tedarik zincirinde gözlerden ırak kalan noktaları incelemek gerekiyor.
16/06/2019Sürdürülebilir Moda: Çıkış Yolu mu Vicdan Aldatmacası mı?
Büyük markalar tarafından çarpıtılan bazı kavramların asıl anlamlarını anlamak ve iki önemli soruyu cevaplandırmak gerekiyor: “Moda neye hizmet eder?” ve “Sürdürülebilir Moda gerçekten gerekli midir?”
24/09/2017Sürdürülebilirlik Yolunda Hammadde Seçimi
Alışkın olduğumuz geleneksel ham maddelerin yerini, yakın gelecekte daha sık duyacağımız yepyeni tekstil lifleri almak üzere – getirdikleri pozitif ve negatif etkileriyle birlikte.
10/01/2017Belgesel – For the Love of Fashion (Moda Aşkına)
Nat Geo’nun, Alexandra Cousteau’nun önderliğinde hazırladığı “For the Love of Fashion” (Moda Aşkına) belgeseli, moda endüstrisinin can damarı olan pamuk üretiminin yarattığı tehditlere ve bunların çözümlerine ışık tutuyor.
13/08/2016